Reiki Enerjisinin Bilimsel Açıklaması

Chi Energy Healing (Reiki). Yetkililer: Fenomen, healermaster, carnim_rama

Moderatör: fenomen

Forum kuralları
* Forum içeriğini diğer forumlarda paylaşmak
* Forumda alınan kararları diğer forumlarda açıklamak
* Forumlara ait özel kuralları ihlal etmek
* Forumlardan diğer alanlara alıntı ve kopya yapmak
Kesinlikle yasaktır. Kural ihlali tespit edildiğinde uyarılmaksızın üyelik silinecektir.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
turab
Mesajlar: 1142
Kayıt: 01 Mar, 17:01
Yaşadığınız İl: 37 Kastamonu
Burcunuz: Boğa Burcu: 21 Nisan-21 Mayıs
Cinsiyetiniz: Erkek
Konum: 51.bölge

Reiki Enerjisinin Bilimsel Açıklaması

Okunmamış mesaj gönderen turab »

Resim

Reiki enerjisinin bilimsel açıklaması

Şifa çalışmalarının bazı kavramları, artık bilimsel açıdan ele alınmaya başladı. En önemli konu, Reiki’nin bütün canlılar tarafından üretilen elektromanyetik alanla ne tür bir ilişkisi olduğu hakkında bir teori oluşturulmasıdır. James Oschman, “Bilimsel Açıdan Enerjiler” adlı son kitabında bu ilginç konuyu şöyle açıklamaktadır:

Bir süredir, insan bedeninde elektrik akımlarının olduğu bilinmektedir. Bu akım, sinir sistemi içinde yer almaktadır ve bedenin kendi kendini düzenleme, regüle etme yollarından birisidir. Sinir sistemi, bedendeki bütün organ ve dokulara bağlıdır. Beyinden çıkan sinyaller sinir sistemi içinde yol alarak, bedensel faaliyetleri düzenlemektedir.

Elektrik akımı aynı zamanda, kanın tuzlu solüsyonu sayesinde dolaşım sistemi içinde kalpten de akar ve elektrik akımı için bir yol oluşturur. 84.000 km’den uzun kan damarları, kalp elektiriğinin bedenin her yerine akmasını sağlar.

Elektrik akımı, bedendeki bütün hücrelere girer çıkar. Bedenin birçok hücresi aslında sıvı kristaller taşımaktadır. Canlı kristaller, hücre zarında, sinirlerin miyelin kılıflarında ve birçok başka yerde bulunur. Üzerlerinde basınç oluştuğu zaman bütün kristaller, piezoelektrik etkisi üretir. Bu durumda, bedendeki sıvı kristaller sürekli olarak elektrik akımı üretmeye başlar. Lazerde bütün frekansların belli bir alan içinde uyumlu olması gibi, akımlar da genellikle uyumludur. Lazer benzeri titreşimler bedende yol alır, aynı zamanda çevreye de ısı verir. Bu akla, potansiyel sifa etkileşimini getirmektedir. Davula vurulduğu zamanki oluşan basınç gibi, bedenin dokuları etkileşime girer, ritmik elektirik akımları ve alanları oluşur, titreşimler bu dokuların biyolojik faaliyetlerini etkiler.

Perinöryum adında ikinci bir sinir sistemi vardır ve sinir sistemini çevreleyen birleşik doku tabakasından oluşur. Robert O. Beker, dizi halindeki makalesinde bunu şöyle tarif etmektedir: Beyindeki hücrelerin yarıdan fazlası perinöral hücrelerdir. Perinöryum doğrudan akımla çalışır. Beyin dalgaları tarafından kontrol edilir ve doğrudan doğruya şifa işlemi ile ilgilidir. Bedenin herhangi bir yeri incildiği zaman, perinöral sistem incinen bölgede elektirik üretir ve bedeni alarma geçirir. Bu, elektirik potansiyeli yoluyla, perinöral sistem, akyuvarlar, fibroblatlar ve deri hücreleri gibi onarma hücrelerini o bölgeye getirir. İncinen bölge iyileşirken, elektrik potansiyeli değişir. Perinöral sistem çok hassastır ve dış elektromanyetik alanlara karşı duyarlıdır.

Bir iletkende elektrik akımı varsa, onu manyetik bir alan sarar. İnsan bedeninde akan elektirk akımı, biyomanyetik enerji denilen ve vucudu saran bir manyetik alan oluşturur. Son derece hassas manyetometreler biyomanyetik alanları ölçer. SQUID (Super Canducting Quantum Interference Divice-Süper İletken Kuantum Girişim Cihazı) denilen bir cihaz, Denver’deki Colarado Tıp Fakültesi’nde Dr. John Zimmerman tarafından kullanılmış, bedenin çeşitli bölgelerinde, beyinde, kalpte ve daha birçok organdaki biyomanyetik alanlar ölçülmüştür. Biyomanyetik alanların okunması, bedenin nasıl çalıştığı konusunda ve hastalıkların teşhisinde çok yararlı olmaktadır. (Cohen D., Edelsack E.A., Zimmerman J.E. “Süper yalıtımlı Point-Kontakt Magnetometre ile kalkanlı bir odada alınmış magnetokardiyogramlar” Uygulamalı fizik mektupları’nda 16/1970, sayfa 278-280)

Kalp en güçlü elektromanyetik alana sahiptir ve 4, 5 metrelik bir mesafeye kadar olçülmüştür. Beyin ve bütün organların etraflarını çevreleyen, kendi biyomanyetik alanları vardır. Bu alanlar, çeşitli frekanslarda titreşirler ve birbirleriyle etkileşim içindedirler. Bir organ sağlıklı ise belli bir frekanstadır, sağlıklı olmadığı zaman bu frekans değişir. Biyomanyetik alanların toplamı, bedenin çevresinde büyük bir biyomanyetik alan oluşturur. Bu auraya benzeyen birşeydir. Bu durumda biyomanyetik alan, auranın ana birimlerinden sayılabilir, ama buna daha başka açıklamalar da bulunabilir.

Alanlar, başkla insanların alanları gibi, bedenin yanındaki başka alanlarla da etkileşim içinde olabilir. Bu prensibe “indüksiyon” denir. Bir manyetik alanın, bir diğerini etkilemesi anlamına gelir. İndüksiyon, iletkendeki elektirk akımının gücünü ve frekansını değiştirebilir. İşte bu nedenle bir kişinin elektromanyetik alanı, diğer bir kişininkini etkileyebilir, kişilerin karşılıklı olarak organlarının ve dokularının çalışması, yani sağlıkları değişebilir. Bu bir kişin, diğerine iyileştirici etkisi yapması konusunu da bilimsel olarak desteklemektedir. (Smith C.W. “ Zayıf elektromanyetik alanların, biyolojik etkileri” 1994 sayfa 81-107)

Ellerin de çevrelerinde biyomanyetik enerji vardır. Şifacıların elleri, şifa seansı sırasında ölçülmüş ve şifacı olmayanlara oranla, alanlarının çok daha güçlü olduğu anlaşılmıştır. 80.000 devrelik iki bobinden oluşan basit bir mayetometre kullanılmış, şifacının ellerinin 0, 002 gauss gücünde olduğu görülmüştür, bu bedenden yayılan diğer alanlardan bin kat daha güçlüdür. (Seto A., Kusaka C., Nakazato S. Et al: “İnsan elinden olağanüstü miktarda elektromanyetik güç tespiti”. Uluslararası akupunktur ve elektroterapi araştırma dergisi, 1992 sayfa 75-94)

Ellerdeki şifa enerjisi, en azından kısmen, perinöral sistem tarafından üretilir. Sistem sinirleri sarar ve elektrik akımı için bir yol oluşturur. Akımlar, beyin dalgaları tarafından taşınır, talamus tarafından kontrol edilir.

Bir insan hasta ise, hastanın bir veya birden fazla organının biyomanyetik frekansları sağlıklı olmaz. Herbert Fröhlich, yapmış olduğu araştırmalarda, bedenin biyomanyetik alanları ile ilgili ilginç saptamalarda bulunmuştur.: “Bir doku veya organdaki hücrelerin toplanması ile, hücre bölünmesi gibi önemli işlevler yerine getiren, belirli frekanslar oluşmaktadır. Normalde bu kontrol frekansları çok istikrarlıdır. Eğer belli bir nedenle bir hücrenin frekansı artarsa komşu hücrelerin sinyalleri, doğru frekansı yerleştirmeye yönelik olacaktır. Eğer yeterli miktarda hücre azalırsa, sistemin toplu titreşim gücü de azalacak, stabilite kaybolacaktır.

Metafizik kavram açısından düşünülecek olursa, hastalık, fiziksel bedenden önce, aura veya biyomanyetik alanda başlar. Şifacı ellerini hasta olan organın üzerinde tutup enerji vermeye başlarsa, şifacının ellerinden yayılan biyomanyetik alan, hasta organdan yayılan enerjiden daha güçlü hale gelir. Şifacının elleri ile yayılan biyomanyetik alanın frekansı, hasta organın yetik alanı, hasta organdan daha güclü olduğu için , ellerindeki sağlıklı enerjiyi, hasta organın “alan frekansı’a” aktarır, böylece organın frekansı kendini ayarlayarak sağlıklı hale dönüş yapar. Bu ayarlama hasta organ çevresindeki hücreleri, sinir sistemindeki elektrik akımını ve biyolojik işlemleri etkiler ve böylece şifa yerini bulmuş olur.

Reikinin önemli özelliklerinden birisi de bu yeteneğin uyumlamadan kaynaklanmasıdır. Reiki’nin şifacının bilinci tarafından yönetilmesine ihtiyacı yoktur. Kendi kendini yönlendirir ve şifacının enerjisini tüketmez. O halde, Reiki uyumlaması ve şifası nasıl çalışabilir? Bütünlük iyilik ve şifacılığın yüksek bilinci, hepimizde zaten mevcuttur. Uyumlama ile, içimizdeki doğuştan gelen bu özellik harekete geçer. Şu şekilde ifade edecek olursak; bu özellik bilincimizin dışında yer aldığı için, çok üst mertebedeki bir kaynaktan gelmektedir. Üstelik şifacının enerjisi de tüketilmediğine göre bu durumda uyumlama, günlük ihtiyaçlarımızı karşıladığımız enerji kaynağından farklı bir enerjiyi harekete geçirmektedir. O halde Reiki ile şu gerçeğe ulaşıyoruz; hepimizde gizli bir potansiyel var, birçok kişide bu henüz uyku halinde, ama uyandırılabilir. Yüksek bilinç, Thalamus ve perinöral sinir sistemi, Reiki üretmek üzere harekete geçip, şifacının elleri aracılığı ile hasta bölgeye yönlendirilebilir. Basit bir anlatımla “Reiki enerjisi, bilinçaltı ile oluşturulan biyomanyetik ve diğer enerjilerin bir karışımıdır” denilebilir. (Walter Lübeck-Frank Arjava Petter- Willam Lee Rand, Das Reiki Kompendium sayfa 80)

ALINTI
uubam.com

Kanıtın yokluğu yokluğun kanıtı değildir...

Kullanıcı avatarı
karanlks
Mesajlar: 255
Kayıt: 09 Tem, 12:16
Yaşadığınız İl: 44 Malatya

Re: Reiki Enerjisinin Bilimsel Açıklaması

Okunmamış mesaj gönderen karanlks »

güzel :D
Beni Öldürmeyen Şey Tuhaflaştırır... -Joker


Sorularını Ö.M den verebilirsiniz reiki haricinde rahatça cevap verebilirim...
Kullanıcı avatarı
Telekinezistm
Mesajlar: 336
Kayıt: 29 Ağu, 11:52
Yaşadığınız İl: 44 Malatya
Burcunuz: İkizler Burcu: 22 Mayıs-22 Haziran
Cinsiyetiniz: Erkek

Re: Reiki Enerjisinin Bilimsel Açıklaması

Okunmamış mesaj gönderen Telekinezistm »

Güzel ama çok uzun .
@Kuupa7

Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Chi Energy Healing (Reiki)” sayfasına dön